(6 Ağustos 1985,
İzmir - )
Amerikan Koleji, Urla Anadolu Teknik Lisesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi Dramatik Yazarlık Ana Sanat Dalı mezunu.
2001-2008 yılları arasında reklam, program, oyun ve şarkı yazarlığı
yaptı. Oyunları özel topluluklar ve belediye tiyatroları tarafından oynandı.
İki yıl Tanju Okan Festivaline katıldı. Tanju Okan ve Gönül Yazar’la çalıştı.
TRT radyosunda metin yazarlığı yaptı. Çeşitli festivallerde tiyatro üzerine
söyleşiler yaptı, şiirleri okundu. Old Westbury College’de Progressive Scenario
Divine Gene Pool Work Shop programına katıldı. Milenyum kuşağı olarak bilinen
Rob Zombie, John Carpenter, Yossi Sasson, Jaume Belaguero, Mark Young, Robert
Kurtzman vb. otuza yakın yazarın senaryoları üzerine hipotetik çalışmalar
yaptı. Düzenli yazıları 2004 yılında Sınırda Dergisi'nde yayınlanmaya başladı. Maya
Advertisement Agency'ta reklam yazarı olarak çalıştı, Ara-lık Yayınları'nda
redaktörlük, “Çalakalem Mor Söz” dergisinde editörlük yaptı. İzmir'de yaşıyor.
Tiyatro Çalışmaları:
Karşıyaka Belediye Tiyatrosu (Oyuncu) 1996-1997,
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Deneme
Topluluğu (Yazar, Dramaturg) 2006-2008
2. Türkiye Tiyatro Buluşması (Yazar) 2008
Yenikapı Tiyatrosu 2008
Şiirleri ve yazıları Akatalpa,
altZine, Berfin Bahar, BH Sanat, Bireylikler,
Borges Defteri, Çalakalem Mor Söz, Deliler Teknesi, Kadıköy Underground Poetix,
Kan-Dil, Kaos GL, Kara Mecmua, Kırkaltı
Karakalem, Kül Öykü, Mavi Ada, Mavi
Melek, Mevsimsiz, Muaf, Öykü Teknesi, Patika, Sınırda, Siyahkahve, Sokak
Yazarları, Varlık, Yasakmeyve, Yazı Kültürü, Yüxexes Karakalem vb. gibi dergilerde
yayımlandı.
Ödülleri:
2003
yılında Türkiye Felsefe Olimpiyatlarında Ege ikincisi, Türkiye on ikincisi
oldu. TFK başkanı İonna Kuçuradi’den Onur Belgesi aldı.
Yapıtları:
Katkıda Bulunduğu Kitaplar:
& Kara Şiir
Antolojisi
(Hazırlayanlar: Altay Öktem, Halil Gökhan)
Şiirlerinden
Seçmeler:
ANLAŞMALI
HALÜSİNASYON
Mizah, aklın hatalarını gizleyen son
sığınaktır.
Thomas De Quincey-Güzel Sanatların Bir Dalı
Olarak Cinayet
1.
gün: ne güzel bir gün bugün
tekno toplumsallığın olasılıklarını ben
coşkuyla karşılıyorum bu güzel bugünde
yeni teknokratik ilerlemeci akılcı
idealizme doğru yol alıyorum
vizyon alanımdaki ilerleme
artmasını sağlıyor rasyonalite gücümün de
cisimden ayrılmış aşkın vizyon mantığının
sürekli işlenmesi önümde
kartezyen mantığın ölçüsüdür bu:
hakim olan teleolojik bakış açısının
tersine
düşüncemin farklı imaj biçimlerinin
çağdaşlığı
ve eşzamanlılığı çerçevesinde belirlenmesi
görüyorum bunu bugün bu güzel günde
vizyon ile bilinçdışı süreçler arasındaki
ilişkiye dikkatle bakıyorum bugün
Pontalis diyor ki: bilinçdışı ve görsel
olan arasındaki
geçişmedir osmosis! tekno kültürdür
dünya çapında cemaatler yaratma tasarımı
cyborglar siber organizmalar…
tecrübe zevk ve fantazya boyutlarımız
genişlerken bugün
aklın ürünleriyle dünyayı yeniden kurma
gerçeklik kavramımızın yön değiştirmesiyle
geçiyor realizasyon aşamasına siber devrim:
yeni bin yılda uygarlığı yeniden düşünelim
yaşasın alternatif cisimsiz doğa
gerçekliği!
Zygmunt Bauman diyor ki: modernite ilk ve
öncelikli olarak sınır boyu uygarlığıdır
ah o can alıcı nokta aşkın yer
hiçbir yerdeki başka bir yer düşüncesi
ve şu andaki verili gerçeklik ne de
saçmadır o:
modern zamanda hayal güçlerimizin
ihtiyaçlarını
karşılamalıyız artık
siber uzaya sanal yaşama açılmalıyız
ne güzel ne güzeldir onlar: siber gerçeklik
teknolojileri
insanlığın ifadesinde farklı ufuklar
yaratırlar:
olumlu motivasyonlarla asıl güncel var
oluşlarla
özdeşleşmemizin zamanı geldi!
2.
toplumsal süreç içinde topumsal
çevremizdeki
şiddet ve zehirli havayı nüfuz ettiğimiz
dışsal dünyadan kurtuluyoruz bugün
teknolojiye ve tekno kültüre yükselen ruhumuzla
mutluluğa ulaşıyoruz
yeni vizyon teknolojileri sürekli
geliştirilip
mükemmelleştiriliyor
seyirci ve gösteri arasında boşluk kalmıyor
ne güzel
bu aşkın perspektifle dünya kendi bütünlüğü
içinde yeniden gözden geçiriliyor
ne de güzel
dünyayı giderek daha çok donanımlı vizyon
araçlarıyla görüyoruz dünyanın pis
gerçekliğiyle
temas kurmaktan uzaklaşıp hedonizme
ulaşıyoruz
ne güzel!
3.
bugün görsel benzetim tekniklerinin
sağladığı
olanaklarla insan gerçek dünyanın hoş
olmayan
zenginliklerinden temizlenmiş alternatif
bir ortama geçebiliyor
ne de güzel
özel iktidarımızın ötesindeki dünyanın
karmaşık ve kararsız potansiyelinden
kurtuluyoruz:
yaşasın siber alan dünyası!
siber dünya bir ütopya değil üstelik gerçek
siber alanda anlamın şeffaflığı
kavram ve görünüm arasındaki mutlak örtüşme
gerçek bir boyut o gerçek dünyayı teşkil
ediyor
bu haliyle
asli ve cismani varlıktan kurtulmak üzere
yarattığımız
seyirlik dünyanın efendileriyiz artık
ne güzel
ilkel dünyamızın kaotik ve katastrofik
ortamını
burada aşıyoruz cisimsizleştirilmiş özneler
dünyasında
hayal bile edilemeyecek yeni zevk alma
boyutları keşfediyoruz
seyirlik kültürün hafifliğinde cisimleşmiş
varlığın yükü
ve karşılaştırmalar ortamı kaldırılıyor
ne de güzel!
4.
otomatik ve sibernetik vizyonun
gelişimini doğuran toplumsal ve kültürel
güçlerin üzerinde önemle durmalıyız bugün:
yeni imaj teknolojileri yüce batı
kültürünün
belirli değerleriyle biçimlenerek oluşuyor
rasyonalist mantıkla biçimleniyor
fantazya ve arzularla ilgili güçlü
ifadelerimiz
oluşuyorlar bir bir bu gün
ne güzel
bilgisayar mantığı her şeyimizi ele
geçiriyor bugün
bilgisayar aklın mutlak iktidarının simgesi
haline
geliyor ne de güzel
Youngblood’a göre: bilgisayar taklit edebilen
bunun için de tüm diğer araçları kapsayan
ve onlara
dönüşebilen son araç ötesidir mimetik
cyborgların birincisidir…
aslında simgesel söylem de tarihin
en önemli gelişmesidir
tüm dünya çalışmaları bu evrensel
makinenin hizmetindeki çalışmalar olarak
görülebilir:
yani evrensel makine
yaşasın en üst noktasına ulaşmış bilimsel
rasyonalite!
nihayet akıl dünyevi sınırları yıkmak ve
her şeyi
mümkün hale getirmek için çalışıyor bugün
ne güzel
elektronik imajlar kentsel alanla olan
ilişkimizi
daha güzel bir hale getiriyorlar
Hobbes’cu anlamda mükemmelik yaratıyorlar
ne de güzel
tekno bilimle ölçülüp işlenen nesneler
dünyası
kitle iletişim araçlarının fantazmagoryası
ne güzel onlar ne güzel şeyler yaratıyorlar
gerçeklik kaybını kaplıyorlar
anlaşmalı halüsinasyonla dünyayı
bu gün: ne güzel ne de güzel!
Ritz Charlton banliyösü, ağustos 2008
CELLADIN
LANETİ
Clup Oregon’ da summer blood party 08
tutulmamış sözler ülkesinde
digital importaed tecno festivali:
hadi er doğan terk et bizi yeniden sol
gelsin
iktidara lazım artık bir iyi kullanan sol
elini
insanlar sömürülüyor dövülüyor ikiye
bölünüyor
insanlar öldürülüyor fetiş malzemesine
dönüşüyor
dünya dönüyor kimileri parmak yiyor
satırlanıyor
dinmiyor celladın laneti
celladın laneti insanlar zihinlerinde
celladın laneti insanların ellerinde
bellerinde
bellediklerinde
kırbaç mınçıka kılıç satır balta
biledik en gizli yerlerini
öç istiyoruz *** yoluna giden ölüler için
yarabbi
daha fazla votka istiyoruz mesela
****laşan dünyayı
****laşan eleştiriyle yıkamak için
inan bize vallahi
bizim ne farkımız var
herkesin var domalanlar kadar
bir bildiği
haydi parti başlasın dj miki aç sesi
tüm deliler zebaniler yarılsın ortadan
duty free war clup special fetish nigt
evereybody people everybody are you free?
kan istiyoruz
kan kan kan
kapital dünya şoven dalga
değişen tek şey
isimler bu vahşet kitabında!
yaşasın fethiş clup gold shot dişediş
kanakan
yeniden dandanakan baldıran bandıran
hadi o zaman vuruşkan vuruşkan damardan
görelim o sözcüklerdeki hedonizmi damlatan
haydi millet everybody
celladın laneti! celladın laneti!
bir daha: celladın laneti celladın laneti
celladın laneti yaşasın yüce Amerikan
demokrasisi!
GÖZE
KOLAY
her şey kolay
bunların hepsi
karikatürleri
koleksiyonları
kararsızlıkları
şimdi kaçıncı sayfadayız?
her şey kolay
izler
soğuk hava
ilkbahar
geliştiren hatalar
insancıl bir deyim
geçmiyorsa
oralarda
göze kolay
her şey kolay
sadece göze kolay
İLLEGAL
SALDIRI
Emek
Yüce Zeyrek'e
ey travma koleksiyoneri gotik feministler
fulbright burslu yönetici piliçler
leşlerinize yazdığınız şiirler ülserimi
azdırır
…
esas sorun her konuşmanın rasyonalitesinden
önce
konuşan tarafların rasyonaliteleri
olmasıdır
ey rüyalarında erkek kırbaçlayan elezerler
Norveçli balıkçılara kadar düşenler
aşklarınız ayılınca biten Alice rüyalarıdır
…
farklılık ne söylenildiğini anlamak ile
varlığını kabul etmek arasındadır
ey egolarını yüksek lisans sıralarında
bileyenler
Marylin Manson dinleyerek on altı bira
içenler
yüksek not için etek giymeniz kanımı
kaynatır
…
ve rasyonalite her konuşmada yenilendiğinde
anlaşmayı olanaksızlaştırır
ey desteklenmiş hediye verilmiş sevgiyle
büyütülmüşler
güç kullanan insandan söz veren insana
geçenler
voleyboldan tenis ve eskrime terfi edenler
devam edin bildiğiniz gibi sevişin
sizi uzaklara götürecek zaman kalmadı
kanser aids şizofreni parkinson ülser kalp
krizi
bayraklarını etimize çakmaya niyetliler
yine de hayat kitsch bir Amerikalı
kasabalı bir Alman evini bize açtıkça
yaşanır
ey x kuşağı
yolunuzdaki her hüzünlüden nefret edin
Mavi
Melek, Sayı: 33
SEXOMANİAC
I
Makyaj aynandaki görüntün
Bir mızrak içime gömdüğün bebeğim!
Kibrinin ritmine bayılıyorum
Beni köleleştiriyor
Ben senin köpeğinim
Mükemmel ötesi bir kıskanç olmak zorunda
değildin
Başarıyorsun ama başarıyorsun
Bu gece de vuruldum sana
Badem rengi Eric Marcus makyajına
Şimdi karnımın nasıl beton gibi
Nasıl boğum boğum kas olduğunu görmeni
istiyorum
Vücudumdaki arzuyu, enerjiyi hissetmeni
seviyorum
Düşünsene
Bir plaket haline getirip ödül
yapmayacaklar seni
Kürsüye çıkartıp alkışlamayacaklar
Sadece benim üzerimde alkışlanabilirsin!
Tamam koloninim
Sömür, sömür beni sevgilim
Egzersizinim, projenim
Bal bademli vücut losyonunum senin
Ziyaret ettiğim dünyadan nefret ediyorsun
Ve cezalandırıyorsun beni
Senin o Allahın belası gerçeklerin
tarafından
Tecavüze uğruyorum
Lütfen artık yapma, dinle beni
Nedenlerini sevmiyorum
Bağırsaklarından araba yarışı parkuru
yaparak ödüllendiremem seni
Kalbim uyuşuk ve şişmiş öfkeni güvenli
tutmaya çabalamaktan
Atamıyorum içimden bu önceden
kestiremediğim lanet olası porsuk sadakati
Hermofrodit zebanilerden farksızım şu an bu
ışıl oval odaya
Savrulan bir panter, Armani gömleğimden
akan Kenzo
Sende ter, uyuşuyoruz durmadan birbirimize
II
Makyaj aynandaki görüntün
Bir mızrak içime gömdüğün bebeğim!
Her şey benim görünmez kraliçem olduğun
zamanlarda başladı
Boynunu öperken yalarken donuk gözlerini
Nasıl biçimli bronzlaşmış olduğumu
görebiliyordun
Odanın aydınlığına şükür ediyordum ben
Ve sen beni acımasızca öldürmekten
vazgeçmiyordun.
Çünkü seni Eros'un namlı mızraklarıyla
beceriveriyordum!
Mavi
Melek, Sayı: 36
ULUSLARARASI
KAOS
Aydanur’a…
Ben uluslararası kaos kuramcısıyım
Ve aynı zamanda saygın bir sapığım
Marksist diyalektikle her zaman kapıştım
Her yerde kapışırım
Duvarlara boşalan sprey tüplerinden
Bitmek bilmeden fışkırırım:
Anarchy! Anarchy
No school no job no money!
Biliyorum sevgilim
Aslen karanlık adam imajına sığınan
Bir bebek ninnisiyim sana göre
Ara sıra Türkiye şartlarına uyup
Mastürbasyoncu monotonların arasına da
katılırım
Yumuşakça seslenirler
Yeni ölen bir çocuk gibi fısıldarlar
Yüksek sesle tıslarlar
Ben bir mantar bulutunda saklanan
Gümüş ve parlak kamışları tutarım o an
Eğer sen bahsettiğin kadar gururlu kalmış
olsaydın
Dün gece beni deniz kıyısında taşlayan
kalabalığın
Arasında bulunmazdın
Ben yine devam edeceğim yazmağa merak etme
Oğullarını domaltıp ***** babalar gibi
bağıracağım
Çünkü anarşizmin ilkelerine göre
Birey kurtulmadıkça
Yığınların kurtulması olanaksızdır
Türk babaları da anarşisttir
Oğullarına bakıp onları
Topluma kazandırmayı sevmezler
Hem proletarya diktatörlüğünü reddettiğim
için
Gerçek bir devrimci olmadığımı
söyleyemezsin
Zaten kırsaldan anca metot mastürbasyoncusu
Faşistlerin çıktığına sen de tanıklık
edeceksin
Yirmi ila otuz arası Marksist’tirler
Otuz ila kırk sosyal demokrat
Kırk ila elli tam faşo
Hatta yapılan araştırmalara göre
Hemen hepsinde kuğu fetişi görülür kuğu
Görmeye versinler bir zavallı kuğu!
Ama Doğru
İsa’sı Musa’sı yılanı deliğinden çıkartan
Namlı asası bile kurtaramaz beni bu saatten
sonra
Haklısın zaten ben LCD ekranlı mezarımdan
yükseliyorum
Fotoğraflarım çektiğim porno filmler hepsi
birden
Yirmi dört saat slayt gösterisi var
mezarımda
Daha kabir azabı başlamadı anlayacağın
Beyaz bir suikastçının başarıya ulaşmasını
Siyah ve **** birinin ABD başkanı olmasını
bekliyorum
Ne için olacak ölmek için üstelik
Senin de beynini et döveceğiyle dağıtmamı
istemiyorum
Güzel ***ünü kesmemi istemiyorsan şimdi
siktir git!’
Ve sakın unutma yumuşakça seslenirler
Yeni ölen bir çocuk gibi fısıldarlar
Yüksek sesle tıslarlar
Ben bir mantar bulutunda saklanan
Gümüş ve parlak kamışları tutarım o an
Eğer sen bahsettiğin kadar gururlu kalmış
olsaydın
Dün gece beni deniz kıyısında taşlayan
kalabalığın
Arasında bulunmazdın
Bir gecede benim şarkımı beğensen
Sana yılanın öpücüğünü kondurdum
Yine de haini iyi oynadın...
Pekala tamam kabul ediyorum
Bazen mantık perendelerim
Yalanlarımın tanıtlanmasına yol açıyor
Ama eğer Hegel diyalektik yöntemin
babasıysa
Ben de anasıyım sünnetinde yaş pasta
aldığımın
Dengem kayboluyor anlayacağın
Sikim ve ***üm aynı anda kalkıyor!
İnsanların varlığını belirleyen
Onların bilinçleri değil tabi sana göre
Değil mi bilinçlerini belirleyen
Topluma attırdıkları mis ve taze atmıklar
Her eve lazım, hoş geldin MAAARX!
Unutmadan
Seni beklediğim yeri biliyorsun
Bir elimde Ludwig Andreas Feuerbach
Diğerinde export Malrboro Lights
Muhteşem huzuru hissediyorum
Tabi ki MC domalt’s!
Ç.Ç Temmuz 2008
Main Towers, Acıbadem-Kozyatağı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder