(23 Haziran 1937, Milas
/Muğla – Ağustos 2012, İstanbul)
Şair, çevirmen. Asıl adı
Anıl Boduroğlu. 1958’den beri Anıl Meriçelli imzasını kullanıyor. Zeliha Hanım
ile deri sanayicisi Hüseyin Hüsnü Boduroğlu’nun oğlu. İstanbul Erenköy İlkokulu,
İstanbul Koleji ve Robert Kolej’in Kimya Bölümü’nü bitirdi. Bir yıl İÜ Hukuk
Fakültesi’ne devam ettikten sonra dericilik eğitimi için İngültere’ye gitti. 1960’ta
Londra Dericilik Koleji’ni birincilikle bitirdi. Bir süre Vatan gazetesinde
çalıştı (1957). Robert Kolej’de Ülkü Tamer’le birlikte İzlerimiz (1955-58) dergisini
çıkardı. Deri Dergisi’nin yazı kurulu başkanlığını yaptı (1984-94). Bursa’da
yayımlanan Düşlem (1997 -) dergisinin kurucuları arasında yer aldı. TYS ve PEN
Yazarlar Derneği üyesi. 1960’tan beri İstanbul’da deri sanayicisi. 1998’de
emekliye ayrıldı. İstanbul’da yaşadı; evli,
üç çocuk babasıydı.
İlk şiiri “Yaşanmamış” 1955’te Varlık’ta çıktı. Şiir, çeviri ve
söyleşileri Akşam, Ardıçkuşu, Dost,
Düşlem, Gösteri, Güney, İnsan, İnsancıl, Papirüs, Pazar Postası, Poetik-us, Şiir
Sanatı, Varlık, Yaşasın Edebiyat, Yeditepe, Yelken, Yeni Biçem, Yenilik
gibi dergilerde yayımlandı. Ezra Pound, E.E. Cummings, W.H. Auden, W.B. Yeats,
E. Dickinson, Marry Mills gibi şairlerden ve İsveç şiirinden çeviriler yaptı. Şiirlerinde doğa, evren,
aşk, güzellik konularını yalın ve samimi bir dille işledi.
Yapıtları: Şiir: Mayıslara Açılan Kapı, 1964, Yeditepe, İst.; Yüzün Bir Yalnızlıktır Yüzümde, 1970,
Yeditepe, İst.; İstanbul Gözlerimin
Ucunda,1996, Graphis, İst.; Aşk Şiiri,
1997, İnsancıl, İst.; İstanbul Gözlerimin
Ucunda ve Yeni Şiirler, 1999; Aşkın
ve Yalnızlığın Yanısıra, 2005, ?, İst.
Deneme: Yılların Ardından,
1996, Graphis, İst.; Yalnızlık Mevsim Olur, 2002, Gerçek Sanat, İst.
Derleme:
Umutsuz Bir
Aşkın Şairi, Emily Dickinson’dan Seçilmiş Şiirler, 1998, İnsancıl, İst.; Modern
İngiliz-Amerikan Şiiri Antolojisi, 1999, İnsancıl Yay., İst.
Çeviri: Ernest Hemingway, Irmağın Ötesi, 1965, Varlık,
İst.; Çağdaş İngiliz-Amerikan Şiiri,
1968, Meriçelli, İst.; Kırmızı Kırmızı
Bir Güldür Aşkım, Seçilmiş şiirler; 1997, İnsancıl, İst.; Altın ve Erguvan -Dünya Şiirinden Seçmeler,
2002, Yaba, İst.; Fazıl Hüsnü Dağlarca,
Selected Poems, 2004.
Kaynaklar:
Kurdakul, Sözlük, 361; “Anıl Meriçelli ile Söyleşi”,
Yeditepe, Mart 1965; Anıl Meriçelli, Umutsuz Bir Aşkın Şairi: Emily Dickinson’dan
Şiirler, 1998, İnsancıl, İst.; TBEA, c.II, 1. bas. 2001, 564/3. bas. 2010, 708;
Abdullah Özkan, Refik Durbaş / Cumhuriyetten Günümüze Türk Şiiri Antolojisi, 4.
Cilt, 799.
Şiirlerinden
Seçmeler:
EZGİ
Buğulanmış sesini duyar gibiyim
Kumral çıplaklığında güzelliğinin
Gün ışığı gözlerin var ya yanıbaşımda
Aşkımız ve ayrılığımız için
Ayak seslerini duyar gibiyim
Buğulu akşamların ardından
Seni sensiz yaşıyorum şimdi
Sınırsız özleminde günlerimin
Ilık soluğunu duyar gibiyim
Aynı gökyüzünün altında
Bin kere ölüyorum şimdi
Bir ezgiyle bir sevinç arasında…
IRMAĞIN
ÖTESİ
Gökyüzü geçiyor aramızdan
Ürkek bir güvercin kanadı aramızdan
Gökyüzünün sınırını çoğaltır gibi
Bir özlemi çoğaltıyoruz seninle
(Adını yalnızlığa bile anmadan)
Eski bir denizdi saçların
Aydınlık gölgesi aramızdan
Yabansı güzelliği ve ürkek sularıyla
Irmağın ötesini çoğaltıyoruz şimdi
(Adını yalnızlığa bile anmadan)
KIRAÇ
İnanamadığım bir toprak kokusu ansızın
Doğu özellikli bir yağmur tuzlu sabahlarda,
Işıksız bir yaşamaya uzanan yüz yıllardır
Bir su kadar donuk bir su kadar kahırlı
Umutsuz bir bekleyişle dünlere kadar
Çağrışımlar içinde bir toprak Urartu’lardan
Tuzlu sabahlarında kıraç toprakların
Kırk yılın yarattığı bir açlık ve yalnızlık
Yarım kilo çay bir teneke gaz
Ve inanamadığım bir toprak kokusu ansızın
ŞİİR
Günün en yorgun saatlerinde
Şiir
Gözlerindeki ürperti gibidir.
Gökyüzünün aynasıdır gözlerin
Günün en yorgun saatlerinde.
Sünger avcılarının aradığı,
Bulanık su diplerindeki
Kirli elleri kirli dudaklarıyla aradığı
Şiir
Irmağın kıyısındaki şehir
Nasıl uyanırsa geceden
Geride kalan bakışlarınla
Mevsimleri mevsim yapan
Şiir
Günün en yorgun saatlerinde
Gözlerindeki yangın gibidir
YÜZÜN
BİR YALNIZLIKTIR YÜZÜMDE
Yüzün bir yalnızlıktır yüzümde
On yıl önce yüzün
Aralansa çocukluğumun gizli yılları
Aralansa eski bahçemizdeki ilkyaz
Görürsün
Yüzün bir yalnızlıktır yüzümde
On yıl sonra yüzün
Ihlamur ağaçlarının altında
Çocukluğumun sesi gizlidir
Ve yüzün bir yalnızlıktır şimdi
Güneşin sağ yüzünde
Bir güneş bembeyaz çok eski
Güneşin sağ yüzü. Yalnızlığım benim
Ve aşka değgin unutkanlığımız
Çocuklarımızın altın sesinde
*6 Kasım 2019 tarihinde güncellendi.
*6 Kasım 2019 tarihinde güncellendi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder