Merhaba
Onlar ikinci bir
hayatın kahramanları. Hem gerçek yaşamın içinden çıkan, hem de o yaşamın
“rutin”, “sıkıcı”, “günlük” edimlerinden uzak, ama daha çok seçilmiş olayların,
seçilmiş hikâyelerin, seçilmiş ruhsal ve duygusal hallerin içinde yaşayan
kişiler; roman kahramanları. Hem bizden birileri, hem değil… Hem çok tanıdık,
hem biraz yabancı… Hem alabildiğine gerçek, hem olağanüstü…
Gerçek yaşamda hiç
kimse birbirini bu denli derinlemesine tanımaya, anlamaya ve çözümlemeye
çalışmazken, kâğıt üzerinde karşımıza çıkan bu kişileri keşif yolculuğunun
böylesine cezp edici olması belki de bu saydığımız karşıtlıklardan!
Onlar hakkında
söylenecek her sözün, kurulacak her cümlenin, birinden ötekine geçerken
değişeceğini biliyoruz. Raskolnikov hakkında söylenecekler ile Anna Karanina
için söylenecekler kuşkusuz farklı. Tıpkı gerçek yaşamda insan ve ruh çeşitliliğinin
sayılamayacak denli çok olması ve her biri için yapacağımız yorumların değişkenliği
gibi.
O yüzden her roman
kahramanı, yeni bir insanın ruh dünyasının kapılarını açacaktır önümüzde. Roman
kahramanları üzerine ortaya atılacak genel geçer önermeler, bir yerde mutlaka
tökezleyecektir. Belki de bu nedenle yapılabilecek en iyi şey, her bir roman
kahramanı hakkında derinlemesine konuşmayı, yazmayı, düşünmeyi ve tartışmayı
başarabilmek olmalı. Genel ve kuramsal sonuçlara da böylesi bir sürecin
ardından varılmalı.
İşte, dünya
edebiyat tarihinin uçsuz bucaksız derinliğinde tanıdığımız o kahramanlar
hakkında bir dergi çıkarma hikâyemiz bu düşüncelerle başladı. Her sayımızda iki
yerli, iki yabancı roman kahramanı üzerine dosyalar hazırlamak fikri hemen
ardından doğdu. Yazıların yalnızca edebiyatın penceresinden yaklaşmaması gerektiğini
düşündük sonra. Roman kahramanı dediğimiz, insan ruhunun bir suretiydi madem,
ona psikolojiden felsefeye, edebiyattan tarihe, hukuktan antropolojiye insan
bilimlerinin farklı dallarının bakış açılarıyla yaklaşmak daha anlamlı
olacaktı… Bu ilk sayıda yoğun olarak edebiyatçıların kalem oynattığının
farkındayız, ancak gelecek sayılarda sözünü ettiğimiz farklı yaklaşımlara yer
vereceğimizi şimdiden duyuralım…
Roman
Kahramanları’nın sonraki sayılarında, akademik yazılara yer verdiğimiz kadar,
deneysel ve edebi ürünlerin de bulunmasını istiyoruz. Sınırlarımızı ve ufkumuzu
geniş tutuyoruz. Ocak sayımız yeni doğan bir bebeğin ilk adımları sayılırsa,
önümüzdeki aylarda tüm okurlarımızın, edebiyatçılarımızın ve bilim
insanlarımızın katkılarıyla adımlarımızı büyütmeyi ve sağlamlaştırmayı
umuyoruz…
Bu ilk sayıya
katkıda bulunan herkese teşekkürlerimizle…
İÇİNDEKİLER
Bin Hüzünlü Haz /
Hasan Ali Toptaş
Alaaddin’in
Peşinde: Bin Hüzünlü Haz’da Varlıkla Yokluk Arasında / Pelin Aslan
Ben Alaaddin’im
diyebilirim / Sibel Ercan
Alaaddin hâlâ
bulunamadı mı? / Elif Türker
Alaaddin ardında iz
bırakmayan kör bir salyangoz olmuştu / Mine Söğüt
Mahmud Ersoy /
Kurtlar Sofrası / Attilâ İlhan
Örnek ve öncü bir
roman kahramanı: Gazeteci Mahmud Ersoy / Öner Yağcı
Kahraman Gazeteci /
Erendiz Atasü
Bir inkılâp şehidi:
Mahmud Ersoy / Gönülden Esemenli Söker
Mahmud Ersoy:
Attilâ İlhan’ın özlediği aydın tipi / Tülin Arseven
Meursault – Rieux /
Yabancı – Veba / Albert Camus
Albert Camus’nün
Yabancı ve Veba’sında Roman Kişileri: Meursault ve Rieux / Nedret Tanyolaç
Öztokat
Meursault’nun
hiçleşme yolculuğu / Feridun Andaç
‘Absurde’e
başkaldırıyoruz, o halde varız! / Ali Bulunmaz
Nemeçsek / Pal
Sokağı Çocukları / Frenc Molnár
Einstand Ne Demek
Nemeçek? / Şiirsel Taş
Sermaye konuşunca
çocuklar kaybolur / Jaklin Çelik
Serbest İncelemeler
Beckett’in
Fotoğrafı / Leyla Erbil
Yalanı, Yazınsal
Gerçeğe Dönüştürmek / Ahmet Oktay
Öte Dünya
Kardeşlerim / Sevin Okyay
Kahramanım Maigret
/ A.Ömer Türkeş
Şövalye Dö
Pardayyan / Gün Zileli
Cevdet Bey ve
Duygusuz Oğulları / Feryal Tilmaç
Romancılar da
kahramandır / Enver Aysever
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder