(1901,
Kudüs - 23 Temmuz 1967, İstanbul)
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi. Milli
Eğitim Bakanlığı’nda çalıştı. Milletvekili seçildi. Paris'te kültür ataşeliği
yaptı. Dergâh, Milli Mecmua, Varlık, Yücel gibi dergilerde heceye yeni olanaklar
aradığı içten şiirleriyle ünlendi. Lirik memleket şiirlerini kaleme aldı.
Dramatik yapısı sağlam oyunlar yazdı.
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Şiirler (1932)
& Tüm Şiirleri (Hazırlayan: Vecihi Timuroğlu, 1980,
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları)
Kaynaklar:
A Abdullah Özkan – Refik Durbaş, Cumhuriyetten Günümüze
Türk Şiiri Antolojisi, Cilt 1, 1999, Boyut Dosya Yayınları, İst., s. 92-97
Şiirlerinden
Seçmeler:
BAŞBAŞA
İşte bir vazoda açmış iki gül,
İşte bir saksıda eşsiz kuşkonmaz.
Gülleri gördükçe gönlüm bir bülbül,
Saksıya baktıkça içimde bir haz.
Dışarda fırtına, uğultu, tipi;
Odada sessizlik tutulur gibi;
İşte o da geldi, evin sahibi,
Oturduk, eskiden konuştuk biraz.
Dışarda fırtına, tipi... Yerler kar;
İçerde başbaşa iki bahtiyar.
Onları ısıtan eski bir bahar,
Dışarda yepyeni bir kış, bir ayaz.
“Tüm
Şiirleri”
BEBEĞİ
İNCİNEN ÇOCUĞA NİNNİ
Bir parça kolu incinmiş,
Ağlamıyor, sızlamıyor.
Hem de kabahat seninmiş,
Bebek öyle diyor.
½aka ettim hayır, hayır,
Bebek hiçbir şey demedi.
Haydi uyku saatındır,
Gece ilerledi.
Üzülme, ağlama yavrum,
Onu ben iyi ederim.
Bebek, sen de gözünü yum,
Uyu derin derin.
Yetişir ama, ağlama
Sen uyu, bebek uyusun.
Dargın mı bakalım sana?
Niye ağlıyorsun?
Sen de oynarken düşersin,
Bütün çocuklar da düşer
Bazen incinir bir yerin,
Ama çabuk geçer.
Onun yerine mi yoksa
Bu gözyaşı, bu ağlama?
Ben de sana bir şey olsa
Ağlarım daima.
Haydi uyu yavrum, gece
Bütün acıları örter.
Sen de bir gün büyüyünce
Beni düşün, yeter.
“Tüm
Şiirleri”
BESBELLİ
Besbelli ölümüm sabahleyindir
İlk ışık korkuyla girerken camdan,
Uzan, başucumda perdeyi indir,
Mum olduğu gibi kalsın akşamdan.
Sonra koş terlikle haber vermeye,
"Kiracım bu sabah can verdi"
diye,
Üç beş kişi duysun ve belediye,
Beni kaldırmaya gelsin, odamdan.
Evden çıkar çıkmaz omuzda tabut.
Sen de eller gibi adımı unut.
Kapımı birkaç gün için açık tut,
Eşyam bakakalsın diye arkamdan.
“Tüm
Şiirleri”
BEZGİNLİK
Niçin tat vermiyor artık hiçbir şey?
Ne dersler, ne sözler, ne konferanslar.
Başını kitabın üzerine eğ,
Zavallı öğrenci, imtihanlar var.
Nasıl okuyayım? Bahar çağıdır;
Ne zaman bir kitap alsam elime,
Ya, dalgın gözümden kaçıyor satır
Yahut topallıyor hoş bir kelime.
Gel kelime, parka, kitap beraber;
Ey fikir dalında solan tomurcuk!
Havuzun başında işte boş bir yer,
İşte bir kayığı yüzdüren çocuk.
Bu güzel mevsimde kapanmak niçin?
Her şey güzel: Dallar, çiçekler, otlar...
İşte su içmeye inen güvercin,
İşte ardı sıra koşan bir de yâr!
“Tüm
Şiirleri”
KEREM’İN
İLHAMİYLE
Ne zaman düşünsem sizi titrerim,
Yaslı dağlar, yüzü gülmeyen dağlar!
Bu dağlar içinde bir yer var derim,
Orada kaybolan bir ses var, ağlar.
Neden hiç çıkmıyor içimden bu ses
Tipi, çığ, fırtına... Donar her nefes,
Yine bu ses ağlar, işitmez herkes,
Beni kıvrandırır, inletir, yakar.
Hey bu dağlar yalçın, karanlık, derin!
Ne bir geçit verir ne sıcak bir in.
Gün battığı zaman sarp tepelerin
Üstünden bir kartal geçer, o kadar...
“Tüm
Şiirleri”
KIŞ
DÜŞÜNCESİ
Geçti yaz günlerinin güzelliği,
Açık pencereler, damlar, bahçeler...
Her şey ne sıcaktı, her şey ne iyi,
Hatta o karanlık, aysız geceler,
Hani o gezmeler kırda denizde?
Hani o cümbüşler, sazlar temmuzda?
Ağustos mehtabı tam üstümüzde,
Pilâjlarda neydi o eğlenceler?
Yaşamak, diyorum, yaşamak ne hoş!
Hele bir gelmesin n'olurdu bu kış?
Nerde o kahkaha, o ses, o alkış?
Şimdi yerini aldı düşünceler.
“Tüm
Şiirleri”
NERDESİN?
Geceleyin bir ses böler uykumu,
İçim ürpermeyle dolar: -Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki, ben onu.
Âşıkıyım beni çağıran bu sesin.
Gün olur sürüyüp beni derbeder.
Bu ses rüzgârlara karışır gider.
Gün olur peşimden yürür beraber,
Ansızın haykırır bana: -Nerdesin?
Bütün sevgileri atıp içimden,
Varlığımı yalnız ona verdim ben,
Elverir ki, bir gün bana derinden.
Ta derinden bir gün bana “Gel” desin.
“Tüm
Şiirleri”
ORDA
BİR KÖY VAR UZAKTA
Orda bir köy var uzakta,
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.
Orda bir ev var uzakta,
O ev bizim evimizdir.
Yatmasak da, kalkmasak da
O ev bizim evimizdir.
Orda bir ses var uzakta,
O ses bizim sesimizdir.
Duymasak da, tınmasak da
O ses bizim sesimizdir.
Orda bir dağ var uzakta,
O dağ bizim dağımızdır.
İnmesek de, çıkmasak da
O dağ bizim dağımızdır.
Orda bir yol var uzakta,
O yol bizim yolumuzdur.
Dönmesek de, varmasak da
O yol bizim yolumuzdur.
“Tüm
Şiirleri”
ÖLÜ
Bir sonsuz rüyaya açılmış gözler,
Yummayın, yummayın kirpiklerini!
(Kim ondan daha çok hayatı özler?)
Çağrıyor, çağrıyor, sevdiklerini.
Gelmiyor, gelmiyor o yüzler niçin?
Kaybolmuş koynunda onlar da hiç’in.
Bilmiyor boyunun ölçüsü için,
Başının ucuna geldiklerini.
Bilmem ki, adını onun kim saklar?
Şimdiden unutmuş onu kucaklar.
Besbelli üşütür soğuk topraklar,
Soymayın, soymayın giydiklerini!
“Tüm
Şiirleri”
ÖMÜR
BİR BÖYLE GÜNDE
Kırlarda, bacalardan uzakta, boş bir günde,
Sema gözbebeğinin yüzdüğü göl renginde,
Uzak kıyılar göğü çerçeveleyen dağlar...
İkimiz, altımızda bir hasır, yanda çınar,
Uyuyor, uyanıyor, yüzüyoruz enginde.
Ömür bir böyle günde durulan, akmayan su,
Saatler, dakikalar siniyor, tıpkı pusu,
Gönül başıboş, serkeş, avuçlar sıcak, gam
yok,
Ne açlık, ne susuzluk, bakışlar, dudaklar
tok,
Hayat bir meyve, bir dal... Bir yaz, bir ot
kokusu.
“Tüm
Şiirleri”
ROMANS
Dışarda yağmur, tipi...
İçimde bir helecan.
Uzak, uzak bir yoldan
Dönen biri var gibi.
Dışarda fırtına, kar...
Sığmaz içime içim.
Sanki bir beklediğim,
Uzaktan bir gelen var.
Dışarda rüzgâr, bora...
Hani beklenen yolcu?
Kopar yolların ucu,
Savrulur uzaklara,
Dışarda gün, güneş, yaz...
İçim hevesle dolar.
İçim ıssız bir diyar,
Hiçbir yolcu uğramaz.
“Tüm
Şiirleri”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder