(2004, Adam Yayınları, İst., 64 s.)
Kitaptan Bir Şiir:
İLK
akşamın kokusu
teninde, tenin odayı doldurmuş
masal dinleyen çocuklar
gibi dizlerinde. zaman
ilkbaharmış,
çiçekler takarmış gözlerine. sözlerle
anlatılamayan ne
çok şey varmış. akşamüstü
denize bakan odada,
bir bakmışsın, saatler yanmış.
bakılmaktan
sararmış eski düşün resimlerinde kirli beyaz
bir gelinlikmiş,
hiç yakışmamış ilk gününde hüzün gözlerine.
bilmem kaçta
evlenmiş oleg ile viktorya gümüşsuyu
palas’ta. seksen
beş kişi gelmiş düğüne. hatırla bir sahafta
bulmuştum. hediye
etmiştim sana, eski bir davetiye.
sözlerle anlatılmaz
ne çok şey varmış. kar gecelerinde
nasıl bir ateşmiş
yanan gözlerinde. hatırla, biz hep sustuk;
unutulduklarına
ağlarken gramofonlar küf kokan odada
birden papatya
dedim ben, sen menekşe. hatırla, nasıl
yeşermişti bir
gecede halının üstünde kurduğumuz hayali bahçe.
sende, demiştim,
antik çağlardan kalan bir şey var:
keten bir tunik,
keçi derisinden sandalet, defne tacı…
ne şehirler yaktık
bir gecede: sparta, troya, athena.
ben hektor’dum,
akhilleus vurdu bağrımdan.
sen persephone,
arada bir ışığa çıktın yorgan altından.
sözlerle
anlatılamayan ne çok şey varmış: gümüş bir kaşık,
bordo vitrin,
fitilsiz beyaz kadife ve gözlerin senin.
Selahattin Yolgiden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder