(29 Ekim 1955,
Isparta- )
Kılıç İlkokulu’nu, Keçiborlu Ortaokulu’nu, Adana Erkek Lisesi’ni, Atatürk
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü’nü bitirdi.
Bir süre devlet memuru olarak çalıştı. Yurt dışında mesleki eğitimler
aldı, incelemelerde bulundu. İş hayatına özel tohumculuk firmalarında değişik
illerde üretim uzmanlığı ve farklı kademelerde yöneticilik yaparak devam etti. Adana’da
yaşıyor.
Şiir ve öyküleri bazı antoloji ve
yıllıklarda, Çağdaş Yaşam, Ekin Sanat, Söylem,
Tay, Temren, Tersakan Toros, Tmolos Edebiyat, Yaşam Sanat gibi dergilerde yayımlandı.
Ödülleri:
Yapıtları:
Şiir
Kitapları:
& Bir Zamanlar Bir Köy Masalı (2008)
& Bana Bir Şiir Bırak (2010)
& Nice Şahbaz Atlar (2015, Karahan Kitabevi, Adana)
& 397 Sensizlik (2015, Karahan Kitabevi, Adana)
Şiirlerinden
Seçmeler:
ATEŞ
Sen Nemrut ben İbrahim
Sen Neron ben Roma
Hiç değişmeyecek
Ben hep Madımak.
“Nice
Şahbaz Atlar” adlı kitabından
DÜŞÜNCE
Öyle takılıp tökezleyip durmayacaksın
Düşünce adamakıllı düşeceksin
Bulutlardan düşeceksin örneğin
Yıldızlardan
Düşlerinden
Mutluluktan düşeceksin
Aşktan
Sevgilinin kalbinden
Düşünce bir daha kalkmamak üzere düşeceksin
Düşüncelere
Düşüneceksin
Düşler kuracaksın düşün’ce düş’ünce
Düşüneceksin doğrulup kalkmak
Doğru kalmak için
Hep Niyazi olunmaz ya
Bir kere de Gıyasi olacaksın.
“Nice
Şahbaz Atlar” adlı kitabından
KUŞLUK
YARASI
elleri tenimde gece derin kuşluk yarası
şehvet yağıyor kanlı bulutlardan yer yağı
kıyameti
her gidiş başlangıcı bir dönüşün dönüyorsun
belli havada karanfil kokusu ağır
saktır uyanır tezden yasak ezelden
uyanmaz parçalanmış akıl vicdanımız
rüzgâr yağmur ateş deprem değil hiç
korku yıkar dikilitaşı zaman hiç değil
içimde ölü bir ülke yatıyor tepeden tırnağa
benzediğimiz kara açlık öyle iştahlı
yiyecek
hepimiz bal tadında ömür arkası ağıt
aşk bırakmasın kimse yorgunum
nilgûn çocuklar gülgûn susun bugün
sıra yas tutmanın değil kefen dokuyalım
okuyalım meydanlar cenaze oğulu kovana
düş yeniden doğur beni annem ağlama
tanrım bilgelik karanlıktan mı ışıktan mı
geçer gözleri bağlı hayat körü can alıcı
ayakları çıplak bilekleri zincirli dilinde
ilahi
gecenin tenine değdim ellerim yıldız yanığı
“Gerçekküstü İmler” adlı
dosyasından
NİCE
ŞAHBAZ ATLAR
Soylu aygırlar koşardı önlerinde
Alınları akıtmalı doğurgan kısraklar
Yağız
Kula
Geyik kırı
Demirkır
Ebruli
Akçıl
Doru
Al
Gümüşkır
Al
pekmezköpüğü
Taylar kulunladılar
Savururken yelelerini başıboş rüzgârlarda
Çifteleriyle tutsaklığı kurşunladılar
Hızdan tutuşmuş yangın
Yağmurdan süzülen yalazdılar
Olabildiğince özgürdüler
Bitek ovalarda
Bitimsiz otlaklarda
Erkin ömürler sürdüler
Soylandılar
Toylandılar
Boylandılar
Başları berrak sularda eğilir
Göğe ererdi dumanlı dağlarda
Heybetli kişnemeleriyle bakir
Tellerine mızrap değmemiş birer sazdılar
Gemsiz
Nalsız
Eşkin ve şahbazdılar
Nice şahbaz atlar
Harami seyislerin
Yoz sahiplerin ellerinde
Nallandılar tımar gördüler
Yemlendiler
Demlendiler
Gemlendiler
Kamçıyla terbiye edildiler has tavlalarda
Gümüş kakmalı eyerler
Hafif kaltaklar giydiler
Şeker topaklarıyla kandırıldılar
Yelelerinde boncuklar
Kuyruklarında ibrişimler
Karınlarında acıtan üzengiler
Ağızlarında
kantarmalarla
Efendiye ram ve ahrazdılar
Nice şahbaz atlar
Yükte
Çiftte
Ciritte
Yarıştaydılar
Köleliği kader
Böyle yaşamayı olağan saydılar
Sırtlarında çengiler
Sirkte madrabazdılar
Tarih boyunca yitip gitmiş
nice toplumlar gibi
ibret destanları
yazdılar.
“Nice
Şahbaz Atlar” adlı kitabından
SILAYIRAHİM
Işıktan küheylandır yıldızlar
kendi yörüngelerinde savrulan
sancısı sende
Günden kopan çığın önünde
güne koşan avare çığlık gece,
gizlenir döşünde hayatın nal sesleri
bin bir gaileyle
Genel girdilerden damıtılır özel çıktılar
ne kadar çoğalırsa çoğalsın ortakları
paylaşım bekleme pandomimine
Öyle bir alışveriştir hal hatır sormak
yorduğun kadar yorulur
sorduğun kadar sorulursun
ötesi hüsran
Kurşunsuz yaralar dil
tek başına vurulur
tek başına ölürsün
Tek kişilik bir oyundur yalnızlık.
“Bana
Bir Şiir Bırak” adlı kitabından
SU’YA
ŞİİRLER-I
I.
Sökülür yurdundan damla
başlar sökün
bir ad bulursun
II.
Ellerimi sen mi ilmikledin acıya
dökülen saçlarıma sinmiş belleğim
ya aklım
sona yürüyen ayaklarıma mı takılı?
III.
Önsezili bir gidişin kefenini hazırlamışsam
artık sönmüştür ateş
karanlık çoğalmaktadır kolunda soğuk
IV.
Her acının ömrü vardır sevgilim
her aşkın hoşça kalınmışlığı
ölüm daha aziz değil sudan
hayat yalnızca yaşadığın an
V.
Şiirim sana Su
ölüm sığmadı gökyüzüne
sürer asırlardır ve sürecek uykusu
ondandır yerde kalışı cesetlerin
“Bana
Bir Şiir Bırak” adlı kitabından
TIĞTEBER
Ortada köy
Doğusu sebil
Meydanı geniş
Dilediğince salın
Kel köpekler
Kör kediler
Birbirine kızgın
Düşçe ince
İşçe kalın
Çorluyu koydular içine
Yoksa yok çaresi
Ama ne fayda
Köşesi yırtık çuvalın
Entarisi uzun
Fistanı delik
Çömelmiş sağdıcın
Kıçını kaşır tığteber
Ayağında nalın
Leb lebi kemiriyor bu gece
Yine dişlerinde arsız gülüşler galiplerin
Yine mağlup sapan taşları
Yine
kan damlıyor kenarından tuvalin.
“Nice
Şahbaz Atlar” adlı kitabından
*Şiirler, Gıyasi Aydemir'in izniyle yayınlanmıştır.
*Şiirler, Gıyasi Aydemir'in izniyle yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder