12 Ekim 2016 Çarşamba

REBİA ÖZDURAN


(1985, İzmir - )


       9 Eylül İlkokulu ve İzmir Özel Tevfik Fikret Lisesi’ne bitirdi. Bilkent Üniversitesi Öğrenci Edebiyat Dergisi Koza’nın editörlüğünü üstlendi. Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Ankara’da yaşıyor. Avukatlık yapıyor.
       İlk şiirleri Çağdaş Türk Dili ve Kıyı dergilerinde yayımlandı. “Kıyı” dergisinin “Her Sayı Kıyı’da Bir Şair”  bölümünde (Sayı: 201, Mart-Nisan 2008) şiirleriyle yer aldı.

Şiirlerinden Seçmeler:

İZ

bahçemin zeytinlerini
avucumda topladım.
bir tanesi bile düşmedi
kucağımdaki hayata.

ne uzak şimdi,
dağların ardında bir kız çocuğu zaman.  
kuytuna saklanmasa, soğuktan donacak.

duvarlar örüldü
yıktılar sonra,
beyaz yüz
kırmızıya bulanınca.

şimdi kavgalı bir sevgi
yüzünde darp izleri
bir öpüş kadar geçiyor zaman
bir sus kadar ölüyor insan.

ah, unutuşu büyük sevgili,
aklımda tuttum;
ellerin vardı duman ve gurbet.
ellerin hayata bağlandığım
pamuk ipliği.

Kıyı, Sayı: 201, Mart-Nisan 2008

KALP ARALIĞI

kırıp döktüğünüz yanlarımı
birleştirdi zaman.
avuçlarınızeprimiş düşlere mezar.

suskunluğunuza sığınak
bir siyaha bir beyaz
bir noktaya bir virgül diledim.

yoktunuz.

yüzünüzün mürekkebi dağıldı
ömrümün arka sayfasına
eskimiş bir şarkı mırıldanıyordu
yorgun diliniz.

kara alışkın kente
güneş hükmederse
kanar tenler.
oluk
      oluk
            kanadım.

öğrendim
bakmayana “gör” dememeyi
en çok görüp kaçanlara
inandım.

sustum ve uzandım
gül tutan elinize,
intihardı.

bilemezsiniz
ne çok görmek istedim
kalbinizin aralığını.

Kıyı, Sayı: 201, Mart-Nisan 2008

KIRGINLIKLAR GÜNCESİ

bir kırgınlık geçer bazen
geceye uzanan yolun orta yerinden
kabuk tutmuş cümlelerin sızlarken

sevdiğin adamın satır aralarında
karşılaşırken bir başka bakışla
bir kırgınlık büyür sustuğun yataklarda

eskimiş bir aşkta
kilit vurduğun kıskançlığın
sözden çıkıp
çığlık atmaya başladığında

bir kırgınlık akar
                    damla
                       damla

yollar yürüyen
her bahar yüzler değiştiren
kuşkularının içine
anı burcundaki kadınları kovamadığın
ilk aşkının kar kaplı güncesine
avuçlarından taşan nehrin sel olduğu iklime.

bir kırgınlık yırtar kâğıttan kapısını yüreğinin

susar gece
söze söz ekler kadın
sığınır imgeye

bitsin diye aşk
başlamadığı yerden

YAĞMUR

sevdanın izi
ömrüme işlesin
eşikteki vedaları
saklasın periler

bir kalp sızısı kadar durdu zaman
bir yolcu kan ter içinde baktı göğe,
yağdı yağacak bir yağmur
bir tutam tarçın hayata

ihaneti unutacak kadar
dursa
zaman

ellerime yeni bir beyaz
taze bir nefes içime
buselik şarkılar yerleşsin dilime
sonra yağmur,
eşikler temizlenene kadar.

ayrılığa anıt kent
aşka mabet
olsun diye.

yalnızmış, caddeler onun değilmiş,
beyazmış, yaklaşsa kirlenirmiş,
çekinmiş, atlıkarıncaya binememiş
kalbim, mahçup
hüzün, şevval!


Kıyı, Sayı: 201, Mart-Nisan 2008

Hiç yorum yok: