31 Ekim 2016 Pazartesi

ÖZKAN ALİ BOZDEMİR


(21 Mayıs 1985, Kars - )


       İzmir’de yaşıyor.
       Şiirleri, öyküleri, yazıları ve söyleşileri Akatalpa, Ayı, Bireylikler, Cumhuriyet Kitap, Peyniraltı Edebiyatı, Post Öykü, Sözcükler, Varlık, Yasakmeyve / Karakalem vb. gibi dergi, fanzin, gazete ve eklerinde yayımlandı.
Ödülleri: “Yolunda” adlı öyküsü altKitap 2016 Öykü Ödülü seçkisine girdi.

Şiirlerinden Seçmeler:

AYIŞIĞININ SON ATI

Say ki, Fazıl’a…

Bir pus gibi yürüyor şehre gece
Hasta bir at gibi kırık ayak bileklerini sürüye sürüye

Kara kıyafetli bulutlar valse kaldırıyorken birbirlerini
Sağlıklı bir yürek gibi atıyor yanıp sönen yıldızlar
Ki rüzgâr sesinin kesiliverdiği yerde
Dönerek düşüyor dünya yükselen esler eşliğinde

Kuyruklu siyah bir ayın karşısındaki taburede
Kalbi kulaklarında atan bir adam
Önündeki okyanusta yüzdürüyor alev parmaklarını
Su ve ateşin eşitliğinden doğuyor şarkı
Kükrüyor beynimde eyleme geçmeye yeltenen heves

Duruyor kervan, sürüyor senfoni…
Kandan ve mürekkepten doğan bu nihai nota, bu tılsım
Sanki kâinatın kapısını açacak bir sol anahtarı elimde
Duruyor zaman, akıyor senfoni
Aklına yıldırım düşmüş bir adam taburesinden kalkıyor
Kuyruklu siyah bir ay olarak asılıyor geceye
Gece, buruk bir buğu gibi kalıyor gözbebeğimde…

Çünkü gece
Sağlam basan ayaklarımın altında zehir bir zelzele!
İçimden çıkmak için çırpınan çılgın bir imge
Çünkü gece

Duruyor dünya, dönüyor senfoni…

Orada, o pus’lar içindeki hasta at
Sanki, kuyruklu piyanonun tuşlarından fırlayıp
Dörtnala çatlamaya koşan bir zebra hayali…

Akatalpa, Sayı: 134, Şubat 2011

KESİŞEN KÜME

Bu utanç beni yoramıyor sevgilim
Korkak duvarlarda çapraz yazılan adım,
dokundukça büyüyen yaram;
Ve işbu hayatı kucaklayan acılarım çok kahraman.
Düş, yaşamak, gaile, işte telaş falan filan..
Yani yine konformist kediler cam kenarında olağan.
Yukarıda hüzünkeş yıldızlar damardaki kan kadar yavan.

Benim oturduğum mahalleler denizlere dökülüverse…
Ya işgâl altındaki eşkâlim bile belirsizse..
Bu cini ben mi tıktım allasen aklımın içine?
Bu kekeme sevinci ben mi önerdim ömrüme?
Elbette terane!
Çok yukarılarda level atlayan bir tanrı
ve onun korkutucu melekleri kot arka cebinde.
Ama beni takvimler bile yırtamıyor, ne ki sevgilim
Bakma iyiyim; ben hep bensizliğe gebeyim.

Aşk bu…
İçime çizdiğim pastel nü..
Her gece rutin çektiğim trans hu.
Çocuklar beni kendime küstüremiyor, iyi ki sevgilim
Durup durup şükrettiğim, inan ki bu.

Akatalpa, Sayı: 139, Temmuz 2011

KURGU

uzlaşmak zor belli ki bu coğrafyayla
eşyası dağınık bir düzen
kimyası bozuk bir ruh
ve yazgısı uzak bir ihtimal olarak
çıkmak zor sorusu olduğum bu bilmeceden

her şey kendi ekseninde
her şey kendi ekseriyetinde dönerken
ve katlanarak çoğalırken çukurumda yeminler
yani bıkmak bile zor aslında bu ritimden
belli ki rayında her şey kontrollü gerçek
kader ve kurban
yolun ucunda kesişen habersiz iki neden

tam da her şeyin ortasında
anlamların yer değiştiği yeni bir manâda
çöken dünyada ezilen bir ifade bile
yokken gururda,
varmak da zor belli ki hayânın sonuna

herkes kendi safında
herkes kendi safsatasında takılırken
ve ilişirken ödünç bir yaşam gibi aşka
anlaşılmak da zor belli ki tanımlardan
nesnenin tespiti bile muamma
insanın hevesi bile tutarsız ölçekte
bizden başka her şey olağan sanki
bizden başka her şey güzel ve sebepli

ayılmak zor dalgınlığından hayatın
hayat bilinçli bir rüya kolajı belli ki

 Aralık 2006

Akatalpa, Sayı: 137, Mayıs 2011


Hiç yorum yok: